Bizleri yeni bir güne ve günlerin sultanı Cuma’ya erdiren
Rabbimize hamd olsun.
Salat ve selamlarımız rol modelimiz sevgili peygamberimize
olsun.
Ömrümüzden bir hafta daha geçti inanılmaz bir hızla. Bu
hafta neler yapmışım diye düşünürken baktım ki önüm torun arkam torun , Kısacası bu hafta benim için torun haftası olmuş:)
Önce Almanya’dan Amine Elisa
ve Melike Sophie geldi . Ardından İstanbul’dan Meryem ve Mahir. Bir gün sonra
da Azade ve Aziz katıldı ekibe. Yedi toruncuğun altısı ile geçirilen bir haftanın
şükrünü ifade etmeye kelimeler kifayetsiz. Beynimde çocuklarla sık sık
oynadığımız oyunun tekerlemesi hiç durmadan tekrarlanıyor “Teşekkür ederim
Allah’ım “ J
Teşekkür etmem
gereken o kadar çok şey var ki.
Yaşattığı her güzel an için binlerce, yüz binlerce şükürler olsun Rabbime.
Dün evimizde Melike Sophie’mizin “bebek dua”sını yaptık. Eş
dost ve akrabalar bir araya gelip, bize
verdiği muhteşem hediye için Rabbimize
teşekkür edip, emanetinin hayırlı bir insan olarak yetişmesi için niyazda
bulunduk.
Onca güzelliğin yaşandığı bir günün ardından , bu sabah
günümüzü aydınlatacak ayetleri yazmak için bilgisayarımın başına geçerken İbrahim
suresinin 40. Ayeti düştü gönlüme
“Ey Rabbim! Beni ve neslimden gelenleri namazlarında mukim
eyle ( ibadet ve kulluğun hakkını verenlerden kıl); ve duamı kabul buyur ey
Rabbimiz!” mealindeki ayet-i kerimeyi paylaşmak istedim sizlerle. Bebeğimiz
için ettiğimiz onca duanın ardından bu ayeti hatırlayınca kendi kendime “diğer
sözlere hiç gerek yokmuş. Hep beraber tek bu ayet-i kerimeyi okusak yeter de
artarmış “dedim.
Bir bebek için edilebilecek en güzel dua bu olsa gerek. “Namaz
üzere yaşayan bir kul olasın inşallah”
Namazlarında mukim olan biri günde en az beş kere Rabbi ile
ahid tazeler. Kul olduğunu hatırlar. Kul olduğunu hatırlayan insan kulluk
vazifelerini de hatırlar. Yaptığı
işlerin Rabbinin indindeki yerini gözden geçirir. Eksiği yanlışı varsa onlarla
yüzleşir ve bir daha yapmamak için karar verir. Yaptığı iyi ve güzel işlerden
keyif alır ve daha çok güzel iş yapma telaşına düşer. Kısacası birine
namazlarında mukim olsun diye dua etmek aynı zaman da iki dünyada da mutlu,
huzurlu olması için de dua etmektir.
Bizler, evlatlarımız, torunlarımız ve onların yavruları
kısacası zürriyetimizden gelenler hep namazlarımızı kılan ve namaz üzere yaşayanlardan olalım inşallah.
İbrahim suresinde Hz. İbrahim’in ettiği muhteşem dua burada
bitmiyor. Kırkıncı ayette kendi ve
kendinden gelecek nesiller için dua eden Hz. İbrahim aynı surenin 41. Ayetinde
bu sefer kendisi ile beraber dünyaya
gelmesine vesile olan ebeveynleri ve tüm inananlar için ediyor duasını.
"Rabbimiz! Beni, ebeveynimi ve tüm inananları hesapların
verileceği gün affet”
Geçmişi ve geleceği birbirine bağlayan muhteşem iki dua.
Rabbimiz , varlığımızı borçlu olduğumuz ana- babalarımızı, nine
ve dedelerimiz için af ve mağfiret dilememiz gerektiğini hatırlatırken, yalnız
kendimizden değil bizden devam edecek nesillerden de sorumlu olduğumuz gerçeğini vurguluyor.
Biz dün bebeğimizin duasında dört nesil bir aradaydık. Şükrünün
ödenmesi mümkün olmayan müthiş bir zenginlik. Annem ve kayınvalidem
torunlarının çocuğu için edilen dualara
herkesten daha yürekten “amin “dediler. Melike 'yi kucaklarına aldıklarında yüzlerine
yayılan mutluluğu tarif etmem imkansız.
Onlara bu mutluluğu yaşatan Rabbime binlerce kere hamd olsun. Yüce
Rabbim onların ve onların dünyaya gelmesine vesile olan büyük nine ve
dedelerimizin günahlarını af etsin.
Yüce Rabbim sen bu yazıyı okuyan tüm güzel insanların
“namaz” la dost olmalarını, namazlarını aksatmadan kılmalarını ve günün her anını namaz üzere yaşamalarını nasip
et.
Bu yazıyı okuyan ve bu duaya amin diyen kardeşlerimin
yavrularını ve onlardan gelecek
nesilleri de ibadet ve kulluğu hakkı ile yerine getirerek yaşayanlardan eyle.
Ninelerimize dedelerimize mağfiret eyle.
Bu Cuma gününü birbirinden güzel salih amellerle
değerlendirebilmemizi nasip et.
Senin her şeye gücün yeter . AMİN .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder