25 Aralık 2015 Cuma


BEYTULLAH'I ÖNEMSERKEN  
BEYTULLAH'IN RABBİNİ UNUTANLARA!

Cumamızı Aydınlatan Ayetler 23
Bizleri yeni bir Cuma sabahına erdiren Rabbimize binlerce kere hamd olsun.
Salat ve selamlar rol modelimiz sevgili peygamberimize olsun.
Bugünkü yazımıza bir de Hz. İsa’ya salat ve selam göndererek ve birer Fatiha okumanızı rica ederek başlamak istiyorum. Hocam hayırdır nereden çıktı şimdi Hz. İsa’yı anmak diye soran olursa cevabım hazır, ben bu yazıyı Hristiyan âleminin Hz. İsa’nın doğumunu kutladığı gecenin sabahında Berlin'de yazıyorum. Her ne kadar sokaklarda yapılan bir çok röportaj gençlerin önemli bir kısmının bizde Noel diye bilinen Almanların Weihnacht dedikleri bu kutlamanın Hz. İsa’nın doğumu ile ilişkisini bilmediğini gösterse de dün gece yarısına kadar kiliselerin çanları Hz. İsa’nın dünyaya gelişini kutlamak için çaldı. İnsanlar evlerinde aileleri ile beraber geleneksel Weihnacht yemeklerini yediler. Hiçbir peygamberi birbirinden ayırmaması farz kılınan biz Müslümanlara da Hz. İsa’nın mübarek ruhu için Fatiha okumak düştü smile ifade simgesi
Dün gece yakınımızdaki kiliseden gelen çan seslerini dinlerken bu cuma ne yazsam diye uzun uzun düşündüm. Elimde Muhammed Esed’in Kuran-ı Kerim tercümesi bir o ayeti okudum bir bu ayeti ama bulamadım ne yazacağımı. Sabah ola hayır ola diye girdim yatağa. Sabah uyandığımda Kureyş suresi vardı hem dilimde hem de gönlümde. Sevinçle kalktım yataktan “be şaşkın kadın” dedim kendi kendime “bugün Berlin’deki son günün, Rabbin izin verirse gece son uçakla vatana dönüyorsun. Bu kadar düşünecek ne vardı ki dün akşam. Tabii ki yazman gereken yolculukta senin emniyetini sağlayan tek gücün Rabbin olduğunu hatırlamana vesile olacak Kureyş suresi olmalı” 

18 Aralık 2015 Cuma


Hz. MERYEM'E ŞAHİTLİK ETMEK

Cumamızı Aydınlatan Ayetler 22
Bizleri yeni bir Cuma sabahına erdiren ve yavrumu yavrusuna kavuşturan yüce Rabbime binlerce kere hamd olsun.
Salat ve selamlarımız rol modelimiz sevgili peygamberimize olsun. 

Son iki haftadır neredeyse her anımı yaratılış ve doğum mucizesini tefekkür ederek yaşıyorum. Üçüncü hamileliğini ve şimdi elhamdülillah anneliğini yaşayan yavrumla sık sık Hz. Havva’nın gerçekleştirdiği ilk doğumdan bu yana anne olan tüm kadınların ve onlarla beraber tüm memeli dişilerin yaşadığı hamilelik ve doğum kavramları ve son yüzyılda her ikisi üzerinden oluşan sektörler üzerine uzun uzun muhabbet ettik.Bir bilim insanı ile yaptığım bu muhabbetlerden öğrendiklerimi bir gün bloğumda yazarım inşallah. Bu Cuma sabahı ise sizlerle, iki mucize bebeğin yaratılışını ve onlardan birinin doğum anını anlatan Meryem suresinin ilk bölümlerini paylaşacağım 

“Kâf. Hâ. Yâ. Ayn. Sâd.” Diye başlar Meryem suresi. Ve onu takip eden beş ayet ilerleyen yaşına rağmen bir evlat sahibi olmak arzusu ile yanıp tutuşan Hz. Zekeriya’nın Rabbimize niyazını anlatır 

“(Bu,) Rabbinin, Zekeriyya kuluna rahmetinin anılmasıdır.” (2)
“ Hani o, gizli bir sesle Rabbine niyaz etmişti:” (3)
“Rabbim! dedi, benden (vücudumdan), kemiklerim zayıfladı, saçım başım ağardı. Ve ben, Rabbim, sana (ettiğim) dua sayesinde hiç bedbaht olmadım.”(4)
“ Doğrusu ben, arkamdan iş başına geçecek olan yakınlarımdan endişe ediyorum. Karım da kısırdır. Tarafından bana bir veli (oğul) ver.” (5)
“Ki o bana vâris olsun; Ya'kub hanedanına da vâris olsun. Rabbim, onu rızana lâyık kıl!” (6)

15 Aralık 2015 Salı




 İSİMLERİN İLE MÜSEMMA OLASIN YAVRUM 

 Bir bebek geldi dünyaya, büyük insanlık ailesine yeni bir fert  katıldı.
 Orhan Arslan hocamın ifadesi ile “insanlıkta dengimiz,  dinde kardeşimiz” bir bebek.
 Bebekle beraber dünyayı ve evimizi  Rabbimizin yeni bir ayeti  şereflendirdi.
 Her bebek bir ayet, her bebek bir nimet, görebilen gözler, hissedebilen yürekler için.
 Rabbimiz bizi verdiği  her nimetten hesaba çekeceğini  söylüyor Tekasür suresinde.
 O zaman nimetin kıymetini bilmek,  şükrünü eda etmek gerekiyor.
Çocuk nimetine verdikleri  kıymeti göstermek için  ana- babaların yaptığı ilk işlerden biri , onun  büyük insanlık ailesinin içinde tanımlanmasını sağlayacak bir isim koymak. İsim koymak ciddi bir iş.
Çok değer verdiğim bir dostum bebeğimizin doğumunu hayırlamak için aradığında, yavrumuzun adının Melike Sophie olduğunu öğrenince “ anne babaların, çocuklarına isim koyarlarken aslında ona bir vizyon sunduklarının bilinci ile konmuş, özenle seçilmiş bir isim  ” dedi.  Ne kadar doğru.
Anacığı babacığı günlerce belki de yavrucuğun anasının karnında olmaya başladığı aylar boyunca düşünüp  yavrularına  biri Türkçe biri Almanca olan bu güzel isimleri  uygun görmüşler.  Yavrucuk dünyada daha bir gününü doldurmadan Elif ve Daniel’in  çok sevdikleri ilahiyatçı bir ağabeyleri geldi evimize  ve ezanını okuyup isimlerini kızımızın minik  kulaklarına fısıldadı.
Dedem Korkutun ifadesi ile “ismini Oğuz hoca koydu, yaşını kadri büyük Allah versin “
Bize de isimleri  ile müsemma olması için dua etmek düştü.
Melike , Rabbimizin el – melik ismi ile aynı kökten geliyor. Sahip olduğu mülkün üzerinde tasarruf sahibi olan demek.
Güzel kızımız  bir ömür boyu öncelikle  Rabbimizin ona  emanet ettiklerinin üzerinde Rabbinin rızasına uygun tasarrufta bulunsun inşallah.

 Melikesi olsun ellerinin.
O minicik yumuk yumuk ellerini hep helal ve temiz olana uzansın. Güzel şeyler üretsin.
 Darda kalana , yardım isteyene uzansın elleri.  Kimseye vurmasın, kimseyi incitmesin o güzel eller. Sevdiği adamın elini sımsıkı tutsun ve uzun bir ömrü beraber geçirsinler elele. 
Yavrularının , torunlarının saçlarını okşasın zamanla buruşan ihtiyarlayan  elleri ile.

11 Aralık 2015 Cuma

HER ZORLUKTAN SONRA BİR KOLAYLIK VARDIR

Cumamızı Aydınlatan Ayetler 21
Hamd bizleri yeni bir Cuma sabahına erdiren alemlerin Rabbine,
Salat ve selamlar rol modelimiz sevgili Peygamberimize olsun.
Gönlüm bugün sizlere bir haftadır gece gündüz ha doğdu ha doğacak diye yolunu beklediğimiz yavrumuza kavuştuğumuzun müjdesini vermeyi ardından da yaratılış ve doğum mucizesini anlatan ayetleri paylaşmayı arzu ediyordu. Ancak bebeğimiz hala doğmadı:)
Alman doktorları bizimkiler gibi tez canlı değiller. Dün kontrole gittiğimiz doktor son derece sakin “dur bakalım hele bir 42. Hafta bitsin ondan sonra ne yapmamız gerektiğine beraberce konuşur karar veririz “dedi. Umarım bebek 42 yi bitirmeyi beklemez smile ifade simgesi Beklemek zor iş. İnsanı garip bir telaş sarıyor. Telaşlandığım , bunaldığım, daraldığım zamanlarda okuduğum inşirah suresi bugünlerde iç sesim oldu. Madem ki doğum ayetlerini yazamıyorum o zaman gece gündüz okuduğum İNŞİRAH suresini paylaşayım dostlarla deyip kalktım yataktan.
“Göğsünü açıp seni ferahlatmadık mı?” mealindeki ayetle başlar inşirah suresi.
Bu ayetle ilgili çok farklı tefsirler var. Bir gurup müfessir bu ayetin efendimizin çocukluğunda geçirdiği rivayet edilen manevi bir kalp ameliyatı ile ilgili olduğunu söylerken bir diğer grup buradaki ferahlamanın , göğüs genişlemesinin inene vahiy ile gerçekleştiğini söyler.

10 Aralık 2015 Perşembe


EMİN BELDE'DE NELER OLUYOR ?
Bu sene Hac mevsiminde Mübarek topraklarda yaşanan acıların ardından yazdığım "Cumamızı Aydınlatan Ayetler 10" yazımı   "Yüce Rabbimiz "emin beldeyi" idare edenlere akıl , fikir ve izan versin ki   benzer acılar bir daha yaşanmasın "duası ile paylaşıyorum.  

 "Bizleri Kurban bayramına ve yeni bir cuma gününe erdiren Rabbimize hamd olsun.
Kurban bayramı ve Cuma bayramını bir arada yaşadığımız bu güzel günde ikisinin coşkusu ile yürekleri ısıtacak bir şeyler yazmayı planlamıştım ancak dün sabah mübarek topraklardan gelen acı haber gönlümden bayram coşkusunu alıp götürdü.
Şimdi yüreğimde vatanlarından binlerce kilometre uzakta, ayaklar altında ezilerek ölen yüzlerce kardeşimin acısı var. Üzgünüm hem de çok. İçim yanıyor. Bir kaç dakika önce “Lebbeyk, Allahümme lebbeyk “ diyen dillerin attıklarını düşündüğüm çığlıklar kulaklarımda çınlıyor. Farklı farklı dillerden atılan çığlıklar frown ifade simgesi
O an yaşananları hayal etmeye, anlamaya çalışıyorum ancak yüzlerce insanın ezildiği bir can pazarını gözümün önüne bile getiremiyorum. O yüzden de duyduklarıma , okuduklarıma bir anlam veremiyorum. 
Mübarek topraklara, dini vecibelerini yerine getirmek için giden bu insanların ölümüne yalnızca “Allah’ın takdiri” diye bakan, “Ayyy ne güzel Arafat’tan indikleri gibi öldüler. Hiç günahsız gittiler” diyen eş dostla karşılaştıkça olay kafamda daha da anlaşılamaz bir hal alıyor. Ölen de Arafat’tan yeni indi kardeşinin tepesine basıp ölümüne neden olan da. Hatta önemli bir kısmı önce birini ezdi sonra da ezildi. Yani olay öyle “aman da aman ne güzel pürü pak öldüler” gibi bir şey değil. 

8 Aralık 2015 Salı

   
GERÇEKTEN ALLAH'IN BİRLİĞİNE İNANIYOR MUYUZ?

          Dün Berlin'de dostlarla yaptığımız bir toplantıda eski bir arkadaşım "hocam , uzun zamandır blogunuzu ihmal ettiniz. Artık yazmıyor musunuz? diye sitem edince " yazıyorum, hem de her hafta hayat rehberimiz Kuran-ı Kerim den hayatıma katmaya çalıştığım ayetlerle ilgili yazıyorum  ama yazdıklarımı  facebookda yayınlıyorum "dedim. O" ama ben sosyal medya kullanmıyorum ki. keşke yazdıklarınızı blogunuzda da yayınlasaydınız " deyince ben de bugünden sonra yazdıklarımı her iki alanda da yayınlamaya karar verdim.  
 Yeni bir yazı yazasıya kadar Ramazan bayramından bu yana her cuma günü yazmaya çalıştığım "Cumamızı Aydınlatan Ayetler" serisinden bir kaçını burada yayınlayabilirim diye düşündüm ve blog okuyucularım için öncelikle aşağıdaki yazımı seçtim ; 
"Cumamızı Aydınlatan Ayetler 13
Hicri 1437 yılının ilk cuması hepimize mübarek olsun.
Bizleri yeni bir yıla, yeni bir güne erdiren Rabbimize binlerce kere hamd olsun.
1436 da ülkemizde , İslam aleminde ve tüm dünya da insanlık onurunun çiğnendiği yüzlerce olaya şahitlik ederken feri sönen gözlerimiz , kararan yüreklerimiz inşallah yeni yılda iyi ve güzel olayların şahidi olsun.
Bu duamın gerçekleşmesi için de Rabbim bizlere Kuran iklimine “hicret” edebilmeyi, Kuran ahlakı ile yaşayabilmeyi nasip etsin.
Muharrem ayının ilk cumasında gönül sizlerle “hicret” kavramı ile ilgili bir şeyler yazmak isterdi . Ancak geçen hafta cumartesi günü Ankara’nın göbeğinde patlayan ve onlarca canı sevdiklerinden ayıran katliamdan sonra etrafımdaki bazı,( İslam ahlakı üzerine yaşadığını var saydığım ) insanlardan duyduklarımın ardından, ”tevhid” kavramının vurgulandığı Muhammed suresinin 19. Ayetini paylaşmak istiyorum sizlerle.
“Ve (sen ey Nebi): unutma ki Allah'tan başka ilah yoktur!” diye başlar mübarek ayet.
Şimdi bir çoğunuz” hocam zaten hepimiz biliyoruz Allahtan başka ilah olmadığını. Hem buna inanmasak şimdi sizin O’nun kitabı ile ilgili yazdıklarınızı okuyor olmazdık ki” diye düşünüyor olabilir. Ben de biliyorum hem sizin hem de bu ülke de yaşayan milyonlarca insanın Allah’tan başka bir ilah olmadığına inandığını. İşte o yüzden duyduklarımı, okuduklarımı anlamakta zorlanıyorum .