10 Aralık 2015 Perşembe


EMİN BELDE'DE NELER OLUYOR ?
Bu sene Hac mevsiminde Mübarek topraklarda yaşanan acıların ardından yazdığım "Cumamızı Aydınlatan Ayetler 10" yazımı   "Yüce Rabbimiz "emin beldeyi" idare edenlere akıl , fikir ve izan versin ki   benzer acılar bir daha yaşanmasın "duası ile paylaşıyorum.  

 "Bizleri Kurban bayramına ve yeni bir cuma gününe erdiren Rabbimize hamd olsun.
Kurban bayramı ve Cuma bayramını bir arada yaşadığımız bu güzel günde ikisinin coşkusu ile yürekleri ısıtacak bir şeyler yazmayı planlamıştım ancak dün sabah mübarek topraklardan gelen acı haber gönlümden bayram coşkusunu alıp götürdü.
Şimdi yüreğimde vatanlarından binlerce kilometre uzakta, ayaklar altında ezilerek ölen yüzlerce kardeşimin acısı var. Üzgünüm hem de çok. İçim yanıyor. Bir kaç dakika önce “Lebbeyk, Allahümme lebbeyk “ diyen dillerin attıklarını düşündüğüm çığlıklar kulaklarımda çınlıyor. Farklı farklı dillerden atılan çığlıklar frown ifade simgesi
O an yaşananları hayal etmeye, anlamaya çalışıyorum ancak yüzlerce insanın ezildiği bir can pazarını gözümün önüne bile getiremiyorum. O yüzden de duyduklarıma , okuduklarıma bir anlam veremiyorum. 
Mübarek topraklara, dini vecibelerini yerine getirmek için giden bu insanların ölümüne yalnızca “Allah’ın takdiri” diye bakan, “Ayyy ne güzel Arafat’tan indikleri gibi öldüler. Hiç günahsız gittiler” diyen eş dostla karşılaştıkça olay kafamda daha da anlaşılamaz bir hal alıyor. Ölen de Arafat’tan yeni indi kardeşinin tepesine basıp ölümüne neden olan da. Hatta önemli bir kısmı önce birini ezdi sonra da ezildi. Yani olay öyle “aman da aman ne güzel pürü pak öldüler” gibi bir şey değil. 

Beni asıl düşündüren ise ülkelerine hac vazifelerini yapmak için gelen bu insanların can güvenliğini sağlayamayan Suudi yönetiminin rahatlığı. Kabe’de tavaf eden hacıların üzerine düşen vinçten sonra gösterdikleri inanılmaz tavır yine devam ediyor. Yanlış monte edilen , kurallarına uyulmadan çalıştırılan vinç devrilince “Allah yüz küsur insana Kabe’de ölümü takdir etmiş” diyen zihniyet şimdi de hacıları suçluyor. Suudi yetkililerin söylemlerini okudukça gönlümde ki acı yerini tarifsiz bir öfkeye bırakıyor. 
İşte gönlüm bu karmakarışık duygularla boğuşurken dün gece aklıma TİN suresi düştü.
Yüce Rabbimizin iki mucizevi meyve olan incir ve zeytine ettiği yeminle başlar Tin suresi. Ve ardından Hazreti Musa’ya vahyin indiği Sina dağına yemin eder Rabbimiz. 
Dördüncü ayette ise kasem “beled-il emin” olarak geçen Mekke şehrinedir. 
Rabbimizin emin belde olarak zikrettiği şehri, kendisini ziyarete gelenlere cehenneme çeviren Suudi kralına ve yönetim anlayışına karşı çok büyük bir öfke duyuyorum.
İslam alemi açlık, yokluk ve savaşlarla kırılırken yaşadıkları ihtişamdan bir nebze olsun vazgeçmeyen, onlara emanet edilen mübarek toprakları ziyarete gelen insanları servetlerine servet katmaya gelen turistler olarak gören, “Emin Belde” yi Kabe’nin etrafına yaptırdıkları devasa otellerle Yahudi sermeyesine peşkeş çeken zihniyetten oldum olası haz etmem. 
Bir hafta önce yaşanan vinç kazası ve kazanın ardından yapılan söylemler bu adamlarla ilgili duygularımı pekiştirmişti , dün yaşananlardan sonra ise beynimde Tin suresinin beş ve altıncı ayetleri zonkluyor. 
Yüce Rabbimiz beşinci ayette ” Doğrusu biz insanı en güzel kıvamda ( ahsen-i takvim) yarattık” buyuruyor ve bu kıvamın farkında olmadan yaşarsak başımıza gelebilecek korkunç sonla ilgili uyarıyor bizleri altıncı ayette . “Sonra esfele safiline yani en altın en altına döndürülürsünüz”.

Ahsen-i takvim kıvamında yaratılmış insan örneği Hz. İbrahim ve Hz. İsmail ‘in inşa ettiği Beytullah ne yazık ki şu günlerde Esfel-e Safilin insanlara emanet. Efendimiz Beytullah’ı putlardan arındırmıştı, bu adamlar Kabe’nin etrafını modern putları ile donattılar. İnanılmaz ihtişama sahip otellerde, Beytullah’a tepeden bakma mutluluğunu yaşayan hacılardan kazandıkları milyon dolarlar ile servetlerine servet katarken “esfele safilin” yolculuklarına yakıt tedarik ediyorlar. 
İçinde bulunduğumuz şu mübarek saatlerde içinizi daraltacak, yüreğinizi karartacak sözlerimi daha uzatmak istemiyorum. Rabbim Suudi yönetiminin yaptıklarını en iyi bilen. İşte o yüzden,evlerini, ülkelerini binlerce kilometre arkada bırakıp Rabbimizin rızasını kazanmak için mübarek toprakları ziyarete gelen milyonlarca insanı korumak ve gözetmekten sorumlu olan bu insanları sebep oldukları katliamlardan dolayı Rabbime havale ediyorum. O gerekeni nasıl olsa yapar. 
Tin suresi iman edip , imanın gereği olan amelleri işleyenler için “esfeli safilin” olma tehlikesinin olmadığını vurgulayan ayeti kerimelerle devam eder ve son bulur. Yani Rabbimiz çözümü bizlere sunar. O zaman şu mübarek saatlerde hep beraber Rabbimin bizleri iman ilkeleri üzerine düşünen ve imanın gereği olan salih amelleri hayat ritminin içine sokan kullarından eylemesi için dua edelim. 
Rabbim bizlere attığımız her adımda “ahsen-i takvim” özelliğimize layık olmayı nasip etsin.
Şu mübarek günlerde mübarek beldede vefat eden kardeşlerimize rahmeti ile muamele etsin. 
Dünyanın dört bir tarafında yakınlarını kaybedip , evlerine ateş düşen kardeşlerimize sabır nasip etsin. 
Ve Emin Belde’nin kan gölüne dönüşmesine fırsat oluşturan zihniyeti tez zamanda kahr eylesin."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder