Hz. MERYEM'E ŞAHİTLİK ETMEK

Cumamızı Aydınlatan Ayetler 22

Bizleri yeni bir Cuma sabahına erdiren ve yavrumu yavrusuna kavuşturan yüce Rabbime binlerce kere hamd olsun.
Salat ve selamlarımız rol modelimiz sevgili peygamberimize olsun. 

Son iki haftadır neredeyse her anımı yaratılış ve doğum mucizesini tefekkür ederek yaşıyorum. Üçüncü hamileliğini ve şimdi elhamdülillah anneliğini yaşayan yavrumla sık sık Hz. Havva’nın gerçekleştirdiği ilk doğumdan bu yana anne olan tüm kadınların ve onlarla beraber tüm memeli dişilerin yaşadığı hamilelik ve doğum kavramları ve son yüzyılda her ikisi üzerinden oluşan sektörler üzerine uzun uzun muhabbet ettik.Bir bilim insanı ile yaptığım bu muhabbetlerden öğrendiklerimi bir gün bloğumda yazarım inşallah. Bu Cuma sabahı ise sizlerle, iki mucize bebeğin yaratılışını ve onlardan birinin doğum anını anlatan Meryem suresinin ilk bölümlerini paylaşacağım 

“Kâf. Hâ. Yâ. Ayn. Sâd.” Diye başlar Meryem suresi. Ve onu takip eden beş ayet ilerleyen yaşına rağmen bir evlat sahibi olmak arzusu ile yanıp tutuşan Hz. Zekeriya’nın Rabbimize niyazını anlatır 

“(Bu,) Rabbinin, Zekeriyya kuluna rahmetinin anılmasıdır.” (2)
“ Hani o, gizli bir sesle Rabbine niyaz etmişti:” (3)
“Rabbim! dedi, benden (vücudumdan), kemiklerim zayıfladı, saçım başım ağardı. Ve ben, Rabbim, sana (ettiğim) dua sayesinde hiç bedbaht olmadım.”(4)
“ Doğrusu ben, arkamdan iş başına geçecek olan yakınlarımdan endişe ediyorum. Karım da kısırdır. Tarafından bana bir veli (oğul) ver.” (5)
“Ki o bana vâris olsun; Ya'kub hanedanına da vâris olsun. Rabbim, onu rızana lâyık kıl!” (6)

Sonunda dualar kabul olur ve Hz. Zekeriya ve eşi ilerlemiş yaşlarına rağmen bir bebek sahibi olacaklarının müjdesini alırlar.
“(Allah şöyle buyurdu:) Ey Zekeriyya! Biz sana bir oğul müjdeleriz ki, onun adı Yahya'dır. Daha önce ona kimseyi adaş yapmadık.” (7)
İnsanoğlu cidden garip bir varlık, Hz. Zekeriya hem Rabbinden imkansızı ister hem de imkansız gerçekleşince kendisine verilen nimete inanmaz yada inanamaz.
“ Zekeriyya: Rabbim! dedi, karım kısır olduğu, ben de ihtiyarlığın son sınırına vardığım halde, benim nasıl oğlum olabilir?” (8)
Yüce Rabbimiz Meryem suresinin 9. Ayetinde insan idrakinin çok üstünde ki gücünü bir kez daha vurgular bize;
“Allah: Öyledir, dedi; Rabbin: O bana kolaydır. Daha önce, sen hiçbir şey değilken seni de yaratmıştım, buyurdu.” (9)
Surenin ilerleyen ayetlerinde Rabbim bir mucize olarak ihtiyarlamış yaşlarına rağmen Hz. Zekeriya ve eşi Elisa’ya lütfedilen Hz. Yahya’nın güzel özelliklerini tanımlar ;
“(Yahya doğup büyüdüğünde ise) "Ey Yahya! İlahi hükümlere sımsıkı sarıl!" (diye öğüt verdi). Zira Biz ona, daha çocukluğunda derin ve kapsamlı bir muhakeme yeteneği vermiştik.” (12)
“Ve kendi katımızdan ince ruhlu bir sevecenlik ve kendini geliştirme yeteneği bahşetmiştik; dahası o, sorumluluk sahibi biriydi;” (13)
“ana-babasına karşı da oldukça iyi davranırdı; nitekim o hiçbir zaman isyankar bir zorba olmadı.” (14)
İşte tüm bu güzel özelliklerinden dolayı Rabbimiz Hz. Yahya ‘ya büyük bir müjde verir
“Doğduğu gün, öleceği gün ve diri olarak kabirden kaldırılacağı gün ona selam olsun!” (15)
Bizim ilk torunumuz olan yeni bebeğimizin ağabeyinin adı Johann Selim. Johann Yahya’nın Almancası. Anası babası onu Hz. Yahya’ya adaş eyledi. Rabbim yavrumuzu da bu ayetlerde tanımladığı üstün vasıflarla donatsın inşallah . Selim ismi ise malum İslam kelimesinin kök ismi olan “Selam” dan geliyor. Meryem suresinin 15 ayetinin tezahürü gibi olmuş yavrumun isimleri. İnşallah Rabbimin selamı hem dünya da hem de ahirette Selim’in de üzerine olsun.

Bebeğimizin ablasının ismi ise Amine Elisa. İki peygamber anasının güzel isimlerini taşıyor güzel kızım. Hz. Yahya’nın annesi Hz. İsa’nın teyzesi Hz. Elisa ve efendimizin anneciği Hz. Amine. İnşallah bu üstün ahlaklı hatunlar rol model olsunlar yavrumuza.

Meryem suresinin 16. Ayetinde Rabbimiz bize Hz. Meryem’in hikayesini anlatmaya başlar. Bu ayetler Kuran’ı Muhammed yazdı diyenlere verilen ilahi bir cevaptır. Çünkü Kuran-ı Kerim’in içinde efendimizin anneciği ile ilgili bir tek ayet yok iken Hz. Meryem’in adı onlarca ayette anılır. Eğer Kuran indirilmiş değil Efendimiz tarafından yazılmış olsaydı herhalde yazan bir başka peygamberin anasını anlatmak yerine biraz da kendi anasından bahsederdi
“(Resûlüm! ) Kitap'ta Meryem'i de an. Hani o, ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmişti.” (16)
“Meryem, onlarla kendi arasına bir perde çekmişti. Derken, biz ona ruhumuzu gönderdik de o, kendisine tastamam bir insan şeklinde göründü.” (17)
“ Meryem dedi ki: Senden, çok esirgeyici olan Allah'a sığınırım! Eğer Allah'tan sakınan bir kimse isen (bana dokunma).” (18)
“Melek: Ben, yalnızca, sana tertemiz bir erkek çocuk bağışlamam için Rabbinin bir elçisiyim, dedi” (19)
“Meryem: Bana bir insan eli değmediği, iffetsiz de olmadığım halde benim nasıl çocuğum olabilir? dedi.” (20)
“Melek: Öyledir, dedi; (zira) Rabbin buyurdu ki: Bu bana kolaydır. Çünkü biz, onu insanlara bir delil ve kendimizden bir rahmet kılacağız. Bu, hüküm ve karara bağlanmış (ezelde olup bitmiş) bir iş idi.” (21)
“Meryem ona hamile kaldı. Bunun üzerine onunla (karnındaki çocukla) uzak bir yere çekildi.” (22)
Hz. Meryem’in nasıl hamile kaldığı ile ilgili bilgimiz yukarıdaki ayetlerle sınırlı. Ne eksik ne de fazla. Bunun dışında anlatılan bütün hikayeler insan beyninin ürünü . Rabbimiz bize tek cümle söylüyor “ Meryem ona hamile kaldı” Hepsi bu kadar.
Koskoca kainatı yoktan yaratan yaratıcı için bir kadının karnında bir can yaratmak  sıradan bir şey olsa da Hz. Meryem’in hamile kalışı bizler için büyük bir mucize. Ancak olayın mucize tarafı hamileliğin başlaması ile biter ve Meryem normal bir hamilelik süreci geçirdikten sonra bütün hemcinsleri gibi sancı çeke çeke doğurur Hz. İsa’yı Nereden mi biliyorum ? surenin 23. Ayetinden.
“ Doğum sancısı onu bir hurma ağacına (dayanmaya) sevketti. "Keşke, dedi, bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim!" (23)

Ayeti kerimeyi her okuduğumda bütün vücudumu derin bir sancı kaplar benim . Yalnız yapayalnız gencecik Meryem’in kendi başına bir hurma ağacına dayanarak çektiği sancıları hücrelerimde hissederim. Canım benim ne kadar bunalmış olmalı ki “ bu sancıları çekeceğime keşke ölüp gitmiş olsaydım “der.
Ve bir ferahlatıcı cümle duyar Hz. Meryem “ Aşağısından ona şöyle seslendi: "Tasalanma! Rabbin senin alt yanında bir su arkı vücuda getirmiştir." (24)
Ayeti kerimede geçen “su” müjdesi bende hep şu soruyu oluşturur “acaba Hz. Meryem Hz. İsa’yı hurma ağacının dibinden akan suya girip mi doğurdu ki?” Bilmem ki. İnşallah Rabbimin cennette kısacıkta olsa Hz. Meryem’i görebilmeyi ve bu soruyu ona sorabilmemi nasip etsin :)
Meryem suresinin 25 ayeti ise tüm hamilelere çok önemli bir bilgi verir;” haydi, hurma dalını kendine doğru çekerek silkele, üstüne taze ve olgun hurmalar dökülsün”
Yani sancılar başlayınca hurma yiyin ki hem kasılmalar artsın hem de o kasılmalara rağmen doğumu devam ettirmeye dayanacak enerjiniz olsun .
Ben sizlerle buraya kadar olan ayetleri paylaşacağım bugün. Sure kucağına aldığı yavrusu ile Hz. Meryem’in yaşadığı zorlukları ve ana oğulun beraberce verdikleri mücadeleyi anlatan ayetlerle devam eder. Bugün kendinize bir iyilik edin ve Meryem suresinin devamının mealini okuyun.

smile ifade simgesi
Meryem bizim Amine kızımızdan sahip olduğumuz ilk torunumuzun da adı. Rabbim kızımızın salih amellerle dolu bir hayat geçirip cennette adaşına komşu olmasını nasip etsin.
Yüce Rabbim bedeninde Yaratıcının mucizesine ev sahipliği yapan tüm anne adaylarını muhafaza etsin. Yavrularını kolaycacık kollarına alabilmelerini nasip etsin
Ve tüm annelere kollarında Rabbimin bir ayetini tuttuklarını idrak etmeyi nasip etsin.
Rabbim bizlere Hz. Zekeriya, Hz. Yahya, Hz. Meryem ve Hz. İsa’nın güzel ahlakları ile ahlaklanmayı nasip etsin .
Ve bundan 1444 yıl önce tam da bu günlerde dünya'ya gelen Hz. Amine'nin kutlu yavrusu Hz. Muhammed rehberimiz olsun .
Adlarını andığımız bu güzel insanlara bir Fatiha okuyarak başlayalım günümüze.
Ve günümüz birbirinden güzel işlerle bereketlensin .