8 Aralık 2015 Salı

   
GERÇEKTEN ALLAH'IN BİRLİĞİNE İNANIYOR MUYUZ?

          Dün Berlin'de dostlarla yaptığımız bir toplantıda eski bir arkadaşım "hocam , uzun zamandır blogunuzu ihmal ettiniz. Artık yazmıyor musunuz? diye sitem edince " yazıyorum, hem de her hafta hayat rehberimiz Kuran-ı Kerim den hayatıma katmaya çalıştığım ayetlerle ilgili yazıyorum  ama yazdıklarımı  facebookda yayınlıyorum "dedim. O" ama ben sosyal medya kullanmıyorum ki. keşke yazdıklarınızı blogunuzda da yayınlasaydınız " deyince ben de bugünden sonra yazdıklarımı her iki alanda da yayınlamaya karar verdim.  
 Yeni bir yazı yazasıya kadar Ramazan bayramından bu yana her cuma günü yazmaya çalıştığım "Cumamızı Aydınlatan Ayetler" serisinden bir kaçını burada yayınlayabilirim diye düşündüm ve blog okuyucularım için öncelikle aşağıdaki yazımı seçtim ; 
"Cumamızı Aydınlatan Ayetler 13
Hicri 1437 yılının ilk cuması hepimize mübarek olsun.
Bizleri yeni bir yıla, yeni bir güne erdiren Rabbimize binlerce kere hamd olsun.
1436 da ülkemizde , İslam aleminde ve tüm dünya da insanlık onurunun çiğnendiği yüzlerce olaya şahitlik ederken feri sönen gözlerimiz , kararan yüreklerimiz inşallah yeni yılda iyi ve güzel olayların şahidi olsun.
Bu duamın gerçekleşmesi için de Rabbim bizlere Kuran iklimine “hicret” edebilmeyi, Kuran ahlakı ile yaşayabilmeyi nasip etsin.
Muharrem ayının ilk cumasında gönül sizlerle “hicret” kavramı ile ilgili bir şeyler yazmak isterdi . Ancak geçen hafta cumartesi günü Ankara’nın göbeğinde patlayan ve onlarca canı sevdiklerinden ayıran katliamdan sonra etrafımdaki bazı,( İslam ahlakı üzerine yaşadığını var saydığım ) insanlardan duyduklarımın ardından, ”tevhid” kavramının vurgulandığı Muhammed suresinin 19. Ayetini paylaşmak istiyorum sizlerle.
“Ve (sen ey Nebi): unutma ki Allah'tan başka ilah yoktur!” diye başlar mübarek ayet.
Şimdi bir çoğunuz” hocam zaten hepimiz biliyoruz Allahtan başka ilah olmadığını. Hem buna inanmasak şimdi sizin O’nun kitabı ile ilgili yazdıklarınızı okuyor olmazdık ki” diye düşünüyor olabilir. Ben de biliyorum hem sizin hem de bu ülke de yaşayan milyonlarca insanın Allah’tan başka bir ilah olmadığına inandığını. İşte o yüzden duyduklarımı, okuduklarımı anlamakta zorlanıyorum .

Bir haftadır kendime hep şu soruları soruyor ve cevabını bulmaya çalışıyorum.
“Nasıl oluyor da bazı insanlar hem Allah’ın birliğine inanıyor hem de kendileri ile aynı dili konuşmayan, kendileri gibi düşünmeyen insanların sahibi başka bir ilahmış gibi davranıyor?”
Hem o gün katledilen 97 canı yaratanla kendini yaratanın aynı ALLAH olduğuna inanıp hem de Allah’ın kullarının haince öldürülmesine kayıtsız kalmak , hatta haddi iyice aşarak sevinmek nasıl mümkün olabiliyor?” İşte ben cidden bunu hiç ama hiç anlayamıyorum .
Bütün insanların Allah’ın kulu olduğunu kabul etmek demek herkesin yaptığı her şeyi doğru kabul etmek, onaylamak demek değil tabii ki. Eğer birilerinin yanlış yaptığını düşünüyorsak yapmamız gerekenin ne olduğunu Muhammed suresinin 19. Ayetinin ikinci cümlesinde Rabbimiz özelde Efendimize genelde bizlere şöyle söylüyor
“İmdi sen, hem kendi hatan için, hem de mü'min erkekler ve mü'min kadınların (hataları) için af dile!”
“Ey kulum “diyor Rabbimiz “önce bir dur kendine bak, kendi hatalarını kusurlarını fark et ve onlar için tövbe et. Ardından da diğer kardeşlerinin var olduğunu düşündüğün hataları için af dile”
“Kendini sütten çıkma ak kaşık zannedip başkalarına ölümü reva görenler acaba bu ayetleri hiç mi duymadılar? diye düşünüyorum günlerdir.
Muhammed suresinin 19. Ayeti “Zira Allah gezip dolaştığınız yeri de, gelip durduğunuz yeri de bilir.” cümlesi ile son buluyor.
Kalplerimizin kırkıncı odasındaki fısıltıyı bilen Rabbimiz kullarının yaptığı her şeyi bildiği gibi kulunun nereye ne için gittiğini de herkesten iyi bilir. O zaman bırakın hükümleri Allah versin.
Hem Allah’tan başka ilah olmadığına inanıp hem de kendimizi hep doğruyu, en doğruyu biliyor sanıp ilahlaştırmamız da tevhit anlayışımızın bir başka garabeti.
Yüce Rabbim bizlere senden başka ilah olmadığına dolayısıyla gezegenimizde yaşayan tüm insanları senin yarattığına iman edebilmeyi nasip et.
İmanımız amellerimize yansısın inşallah.
Kendimizi hatasız, başkalarını eksik görmekten,
hayatta hiç görüşmediğimiz, oturup konuşmadığımız insanlarla ilgili genellemeler yapıp su-i zanda bulunmaktan sana sığınıyoruz.
Ülkemizin huzurunu bozmak , bizi birbirimize düşürmek isteyenlere fırsat verme yüce Rabbim.
Senin her şeye gücün yeter. AMİN
 16-Ekim -2015 / Ankara 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder