“Bu çocuklara neler oluyor? Niye yerlerinde duramıyorlar? Niye
öğrenemiyorlar? Niye sık sık hasta oluyorlar? Niye merhamet duygularını
hergün biraz daha yitiriyorlar?” gibi sorulara cevap aramak için çıktığım
yolculukta “Beslenmenin bu olumsuz davranışlar üzerindeki etkisi nedir?”
sorusunun cevabına odaklandığım günlerde
blogda yazdığım yazılarla dostlardan
kaynak eser ve alternatif tarifler istemiştim. Sizlerden gelen kitap ve web sitesi önerilerine eklediğim onlarca kaynağı okuyarak geçirdiğim aylar
süren araştırma ve yazma sürecinin ardından kitabım sonunda HAYY Kitap tarafından basıldı. Yaradana
şükürlü, çevreye dost, emeğe saygılı, başarılı ve sağlıklı evlat yetiştirmek isteyen ana
babalar için kitapçı raflarında yerini aldı J
Kitabı kargo paketinden
çıkarıp elime aldığımda yaşadığım sevinci anlatamam. Bu duygu uzun süren doğum
sancılarının ardından bebeklerimin ilk çığlıklarını duyduğum, onları koynuma aldığım anki sevince çok benziyor.
Aylar boyunca gece gündüz bilgisayarın başında çalışarak ürettiğim, her
cümlesini onlarca kere okuduğum yazılar
renklenmiş, süslenmiş cicili bicili bir kapağın içine girmiş ve kitap
olmuşlardı. Elimde kitabım sevinçle dolandım okulun içinde. Ardından hemen
telefonumu elime alıp kitabın ortaya çıkmasına emek veren insanları arayarak
teşekkür etmeye başladım. Bir kitabın ortaya çıkmasında yazarla beraber editörün, çizerin, dizgicinin emeği var. Kitabımın editörlüğünü sevgili
dostum, sağlıklı beslenme uzmanı Elif Ayla yaptı. Önce onu aradım sevinçle .
Ardından Hayy yayınevinin sahibi Rauf beyi . Kitabı naif çizgileri ile
şenlendiren Sevim hanıma da teşekkür ettikten sonra sevincimi
blogda paylaşarak kitabın oluşum sürecinde verdikleri tarifler ve önerilerle
bana destek olan dostlara teşekkür etmeliyim diyerek geçtim bilgisayarımın
başına. Bir de baktım ki ben mart ayından bu yana blogda hiçbir şey yazmamışım L
İnsanın blogu
saksıda ki çiçek gibi. Saksıda ki
çiçeği muntazam sulamazsan önce küser sonra solar gider. Blogda öyle muntazam
yazmayınca boynu bükük kalıveriyor siber dünyada. Kızdım ve söylendim kendi kendime.” Kızların emek verip senin
için bir blog açmışlar. Sana arada bir yazıp onu canlı tutmak kalıyor amma
velakin bazen çok tembel oluyorsun Nurten”
Aslında mesele tek bloga düzenli yazmamak
değil mesele bildiklerimizi hayatın
içine katmamak. O yüzden kendime olan kızgınlığım daha da büyüdü. Ben belki
35-40 yıldır Efendimizin (sav) hayırlı bir işin az da olsa sürekli olmasını önemsediğini
ve bize tavsiye ettiğini biliyorum ama bilmek yetmiyor işte .İyi insan, iyi müslüman
olabilmek için her adımda “ben efendimizin hangi önerisini nasıl hayatıma
geçirebilirim?” sorusunu sormak ve adımlarımızı ona göre atmak gerekiyor. “Efendimizin sünnetlerini ibadetlerle
kısıtlamaktan kurtulup hayatın her anına taşıdığın gün adam olacaksın Nurten”
dedim kendime ve ilave ettim “Aminnn”
Önce kitabın yazılması
sürecinde bana fikir veren arkadaşlara teşekkür yazısı yazayım ardından da
muharrem ayı ile ilgili düşüncelerimi paylaşacak bir şeyler yazar böylelikle blogumu canlandırırım diye
düşünürken hayatımda çok güzel bir şey gerçekleşti . Aminem anne oldu. Ben de
Meryemciğin anneannesi ve bir anda her şeyin önem sırası yer değiştirdi J dolayısıyla benim teşekkür yazısı 3-4 gün
daha ertelendi.
Şimdilerde ben kızcığıma
bakıyorum, kızcığımda kendi kızcığına bakıyor. Ben sütü bol olsun diye kızımı besliyorum, o da
yavrusunu. Ben “aman yavrum dikkat et, üşütme” diyorum O, cam aralığından esen
yelden yavrusunu kolluyor. Ben kızımın doğum sancıları çekerken kasılan sırtını
omzunu ovuyorum o bebişinin sırtına vurarak gazını çıkartmasına yardım ediyor.
Kısacası ikimizde çok meşgulüz J Şu kadarcık yazıyı yazabilmek için belki 5-6
defa oturdum bilgisayarın başına. Şimdi ikisi de uyuyor. Ben de dünyanın en
güzel manzarasına yani koyunkoyuna uyuyan ana kıza bakarak bitirmeye
çalışıyorum yazımı.
Kitabımda kullanabilirim
düşüncesi ile istediğim alternatif aburcubur tariflerine birbirinden güzel
tarifler gönderen dostlar sizin önerilerinizi ne yazık ki kitaba koyamadık .
Bunun nedeni Hayy kitabın bu alanda başka bir eseri piyasaya sürmesi. İki
kitabın içeriğinin birbirine benzemesini istemediler. Ben verdiğiniz emek için
teşekkür ediyor ve verdiğim sözü yerine
getiremediğim için özür diliyorum.
Yayınevi kitabı TÜYAP kitap
fuarına yetiştirmek istediği için acele etti ve baskıya hazırlanan son günler benimde çok yoğun olduğum günlere
denk gelince kitabın başına uzun uzun bir teşekkür bölümü yazmak nasib olmadı.
O nedenle ben önerdikleri kaynaklarla bana yol haritası oluşturan Ülkiye Havva, İsmihan, Betül, Dilşad, Elif, Ayşe
ve Hilal’e buradan teşekkür etmek istiyorum.
İyi
ki varsınız.
kitabı çok beğendim size ve emeği geçenlere teşekkür ederim.
YanıtlaSil