Meryem bebeğe Elif halası pembe bir patik örmüş.
Öyle bildiğimiz yün bebek patiği değil bu patikler, hanım hanımcık, küçültülmüş ayakkabı gibi bir şeyler.
Öyle bildiğimiz yün bebek patiği değil bu patikler, hanım hanımcık, küçültülmüş ayakkabı gibi bir şeyler.
Meryem bebek uyuyor ben de yanı başında duran patikleri
seyrediyorum.
İçimdeki ses; uyusun da büyüsün, tıpış tıpış yürüsün yavrum diyor.
Yürüsün de ayakkabılar giysin yavrum. Ayakkabılar giysin de yürüsün.
Yürüsün de ayakkabılar giysin yavrum. Ayakkabılar giysin de yürüsün.
Rabbim izin verirse 9-10 aya kalmaz
ilk ayakkabılarını giyersin bebeğim. Bileklerini sıkı sıkı tutan ayakkabılarla
yeryüzünde ilk adımlarını kollarını açıp seni bekleyen anne ve babana doğru
atarsın inşallah.
Daha sonra özgürlüğe doğru atılır
adımların. Birkaç adım atıp bakarsın arkana. Hem seni heyecan ve gururla
izleyen anne ve babandan bağımsız olmak ister yüreğin hem de, ihtiyacın olduğu
anda, seslendiğinde bir adımda seni tutacak kadar yakınında olmalarını umarsın.
Bir gün spor ayakkabı alırlar sana
ve “attı” diye çığlıklar atarak toplara vurursun inşallah. Parka giderken
giydirir anneciğin cırt cırtlı spor ayakkabını. Kum havuzunda oynarken
ayakkabılarının içine dolan kumları çıkartmak için kolayca açarsın cırtları.
İnşallah bir de kırmızı lastik
çizmelerin olur bebeğim. Yağmurda
biriken sulara “şap” diye girer, yol kenarında oluşan çamurlara “şlap” diye
basarsın onlarla.
Yaz gelince giymen için şıpıdık
terlik alırız sana. Deniz kenarında kumlarda koşarken giyersin onları.
Terliklerin ıslanmasın diye denize girerken çıkarır, çıplak ayaklarınla
oynarsın serin sularında.
Sonra tekrar kış gelir ve karda
ayakların üşümesin diye bot alırız sana. Kardan adam yapmak için kar yuvarlarız
seninle beraber. Hava ne kadar soğuk
olursa olsun tüylü botlarının içinde üşümez ayakların.
Bir de bakarız ki büyümüşsün
bebeğim. Okul çantanla beraber bir de okul ayakkabın olur ve o güzel ayakların
okul yollarına koyulur. İşte o zaman anne ve baban “ aldığımız ayakkabı rahat
ve sağlam olsun ama süslü ve pahalı bir şey olmasın, başka çocukların canı
çekmesin” diye düşünür ve ona göre seçerler ayakkabılarını.
Babacığın beraber yapacağınız dağ
yürüyüşlerinde ayağın kaymasın, bileğin burkulmasın diye bir de yürüyüş botu
alır sana. Hem Belgrad ormanında gezersiniz onlarla hem de Karadeniz
yaylalarının tepelerine tırmanırsınız. Çiçeklerin, ağaçların isimlerini,
çevreye saygı duymayı öğretirler sana bu
gezileri yaparken. Hep beraber kelebek kovalar, çimenlerde yatar
yuvarlanırsınız inşallah.
Yıllar geçtikçe sen arkadaşlarının
ayaklarında iki ailenin bir aylık geçimini sağlayacak paraya alınmış
ayakkabıları görür ve şaşarsın bu saçmalığa. “Ayakkabı insanın ayağını
yerlerdeki zararlı şeylerden korumak içindir. İnsanı önemli kılan ayağındaki
ayakkabının markası değil beyni ve yüreğinin gelişmişliğidir “ dersin hayretle.
“ Dünyayı gezmek, yeni yeni insanlarla tanışmak“ istiyorum dersin
bir gün ve kaliteli, sağlam, rahat bir sandaletle düşersin yollara. Önce
Anadolu’yu gezersin şehir şehir.
Anneciğin ve babacığının restorasyonunu yaptıkları evlere uğrarsın
gururla. Sonra uzaklara yönelir
adımların belki kuzenlerin katılır sana.
Bu arada okul yolculuğun biter. Ayağında rahat bir ayakkabı “ben
yalnız para kazanmak için edinmedim bunca beceriyi, insanlara faydalı olmak,
sevap kazanmak için de yapacaklarım var “ der ve öyle başlarsın hergüne.
Ve bebeğim inşallah bir gün
gelinliğinin altına giyeceğin sade ama
bir o kadar da zarif ayakkabıyı bulabilmek için gezersiniz sevdiğin adamla
beraber. Işıl ışıl gözlerle bakarsın
vitrinlere “Bir gece için o kadar çok para vermemize gerek yok “ dersin ve eklersin “ Ayakkabının en iyisi rahat
olanıdır derdi anneannem. ”
Ayağındaki ayakkabın hep rahat olsun bebeğim.
Ayakların hep iyi ve doğru olana doğru yürüsün.
Yürek pusulan hep istikbal-i kıbleyi göstersin
Yürek pusulan hep istikbal-i kıbleyi göstersin
Öyle demesin. Gelinliğinde, yavrusunu kucağına aldığında yanında olun. Anneannem iyi ayakkabı rahat ayakkabıdır der, desin.
YanıtlaSilAllah uzun ömür versin de, daha da üretin, daha da yazın, daha da çok tohum serpin bu ülkenin toprağına, yavruların yüreğine.
Şirin şirin yat ay balam
YanıtlaSilBoya başa çat ay balam
Sen de bir gün öz sesini
El sesine gat ay balam
Sene deyir lay lay...
Her öten kuş, her akan çay
Bu gözel, şen anamız;
VETEN..(VATAN) Lay..Lay..Lay...
Her şöhretim, şanım sensen
Candan ayrı canım sensen
Ne temizdir gül nefesin
Sen telli bir kemensen(keman)
Sene deyir lay lay..
Her öten kuş, her akan çay
Bu gözel, şen anamız;
VETEN..Lay..Lay..Lay..
Yat ay kuzum şirin şirin
Hayat senin, devran senin
Kaygısıyla boy atırsan
Gucağında bu vetenin
Sene deyir lay lay..
Her öten kuş, her akan çay
Bu gözel, şen anamız;
VETEN....Lay..Lay..lay..
http://www.youtube.com/watch?v=LutIYGDf5Ik
Bir patik üzerinden hayat yolculuğu ancak bu kadar güzel anlatılır..Ömür denen bu yolculukta vatana, millete hayrı olsun inşallah..
Ninninin sözlerinin sonunda verdiğim linkten, ninniyi de dinleyebilirsiniz kıymetli hocam..
YanıtlaSilninniyi bebeğin babası ile beraber dinlerken taze baba uyuyakaldı:)
YanıtlaSilDamat bey..damat bey..bir karadenizli eşi olarak size bir anektot: Doğum yapmışım..hem de sezeryan..Eve geldik..benim adam doooğru cumburlop yatağa..dikişlerimi tutarak sitem dolu gözlerle başucuna geldim.."Nasıl yani!!!!" bakışları atıyorum..El-cevap: "Bundan sonra hep uykusuz kalacakmışım ya şimdi 3 gün uyuyacağım..:)))" Tüm karadenizli damatlara tatlı rüyalaaarr..
Sil:)))
SilKeyifli bir yazı olmus hocam, kaleminize sağlık..meryem bebek aramıza hoşgelmiş, rabbim onu tüm kötülüklerden korusun insallah..
YanıtlaSilçok güzel bir anlatım. tebrikler.
YanıtlaSilSevgili Hocam,
YanıtlaSilMeryem bebeğin patikleri üzerinden ne güzel hayat dersi vermiş, ne güzel dualar etmişsiniz. Torunlarınız çok şanslılar, sizin gibi onları hem çok seven; hem de yürüyecekleri yolun nasıl olması gerektiğini bilgece, dostça, anneannece anlatabilen bir büyükleri olduğu için... Benim de hayattaki en büyük şanslarımdan birisi anneannemle aynı evde yaşamış olmamdır. Bugün hayat dair bildiğim ne varsa çoğunda anneannemin emeği vardır. Ardahan'ın uzun kış gecelerinde, sonunu onun tabiriyle bir darb - ı mesele bağladığı masallarıyla büyüdük biz. Nur içinde yatsın. (Sayenizde bu gece rahmet istedi.)Ellerinize ve yüreğinize sağlık...
Bugünün çocuklarının en büyük şanssızlığı torununa masal anlatmak yerine dizi seyrettiren anneanne ve babaannelerle büyüyor olmaları.
YanıtlaSilSizi sonu darb-ı mesele bağlanmış masallarla büyüten anneanneniz ne güzel şeyler katmış hayatınıza:)
Rabbim nur içinde yatırsın
Nurten teyzeciğim, ismim Emrah. 24 yaşında bir taze mühendisim. Baba tarafından Karslıyız. Kendim doğma büyüme İstanbulluyum. Bu sayfayı yukarıda Evrim hanımın yazmış olduğu ninninin sözlerini aratırken şans eseri buldum. Çok güzel bir yazı olmuş, ellerinize sağlık. Umarım torununuzun keyfi yerindedir. Allah kendisine ve çevresindekilere mutlu bir hayat nasip etsin. İyi günler.
YanıtlaSilemrah güzel düşüncelerin için teşekkürler yavrum
Sil