20 Haziran 2016 Pazartesi



Ramazan-ı Şerif’ın yarısına geldik 
Bayrama az kaldı. Allah izin verirse iki hafta sonra bugün arife. 
“Önümüzdeki iki haftayı geçirdiğimiz günlerden daha verimli, bereketli geçirelim inşallah“ duası ile başlıyorum bugün ki yazıma 
“Hep hikmetle hükmeden, her hükmünde tam isabet kaydeden, her şeyi yerli yerince yaratan, her işini kusursuz yapan” yani El Hakim olan Yüce Rabbimizin içimize üflediği ruhtan nasiplenip “ hikmetle davranan” ve “doğru hükmeden” bireyler olabilmek için arttırmamız gereken farkındalık üzerine yazmaya devam ediyorum. Dün uzun uzun “hikmetli iş ve söz” üretebilmek için dikkat etmemiz gereken şeyler üzerinde durmuştuk bugün ise hedefimde doğru, adil hükmedebilmenin püf noktaları var.
Türkçe'mizde, tarafların aralarındaki anlaşmazlığı çözmek için yetkili olarak seçtikleri kişi yada kurumları ve karşılaşmaları, yarışmaları kurallara uygun ve yansız olarak yöneten kimse manasında kullandığımız “Hakem” ve bir konudaki her şeye vakıf olan yada bir davanın hükmünü veren , yargıç manasına gelen “Hakim” kelimeleri ile Rabbimiz esması olan El-Hakim kelimesi aynı kökten geliyorlar. İşte o yüzden Rabbimiz hem hikmet sahibi hem de her işinde doğru hükmeden . Buradan da anlıyoruz ki “Su gibi aziz” bireyler olmak istiyorsak doğru hükmeden, her işinde adil olan ve taraflar arasında hüküm verirken tarafgirlik yapmayan olmak da zorundayız.

Prof. Dr. Ayşen Gürcan hanımefendinin Esma-ül Hüsna ile ilgili yaptığı araştırmasının sonucunda oluşturduğu kavram haritasına baktığımızda hüküm verirken taraf tutmayan ve doğru hükmeden bireyler olmak istiyorsak dikkat etmemiz gereken çok önemli bir şey görüyoruz;
Yüce Rabbimiz Kuran-ı Kerimde 46 yerde El Aziz ismi ile beraber kullandığı El Hakim ismini, El Aziz isminin bir diğer birleşeni olan El- Alim ismi ile de otuz küsur yerde bir arada kullanmış. Ancak o kavram haritası bize çok net gösteriyor ki El- Hakim ve Er Rahim isimleri hiç ama hiçbir araya gelmemişler. Buradan da şunu görüyoruz; Yüce Rabbimiz bizden yalnız ve yalnız doğru bilgi sahibi olduğumuz konularda hükmetmemizi ve bir konuda hükmederken kesinlikle duygularımızı işin içine katmamamız gerektiğini söylüyor.
İki çocuğun içerideki odada kavga ediyor ve sonunda küçük olan ağlıyorsa sakın ha bir hışım yanlarına gidip büyük olanın suçlu olduğundan emin bir şekilde “ Bana bak ben sana kardeşine zarar verme demiyor muyum?” diye bağırma. Çünkü sen gelmeden önce içeride neler olup bitti bilmiyorsun. Küçüğe küçük olduğu için acımak ve onu olayın mağduru görmek, büyüğü ise yalnız büyük olduğu için suçlamak tarafgirce davranmaktır. Ne olup bittiğini öğrenmeden verdiğimiz her türlü hüküm bizim “Su gibi aziz” olma yolculuğumuzda önümüze koyduğumuz engellerdir.
Çok sevdiğimiz bir arkadaşımız bize eşi ya da patronu ile yaşadığı bir problemi anlattığında onun gazına gelip karşı tarafla ilgili yargısız infaz yapıyorsak doğru hakemlik yapamıyoruz demektir. Karşı tarafın neyi, niye yaptığını bilmeden olaya objektif bakamaz, doğru karar veremeyiz. Yaşanan olayların gerçek yüzü ancak iki tarafı da dinleyince ortaya çıkar. Ama biz taraflardan birini haklı olduğu için değil arkadaşımız olduğu için savunursak hiçbir zaman doğru hüküm veremez dolayısıyla “aziz” olamayız 
Yüce Rabbimizin bizlere adaletle hükmetmemizi emrettiği Nisa suresinin 58. Ayetinin Rabbimizin “O herşeyi en güzel şekilde işitendir” manasına gelen “ Es Semi “ ve “O her şeyi en güzel şekilde görendir manasına gelen “ El Basir” ism-i şerifleri ile bitiyor olması tabii ki bir tesadüf değil.
“Allah, size emanet edilen şeyleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hüküm verecek olursanız adaletle hüküm vermenizi emrediyor. Allah size ne de güzel öğüt veriyor; zira Allah kesin bir biçimde her şeyi işiten, her şeyi görendir.” Ayeti kerimesi bize Rabbimizin her konuda en doğru hükümde bulunduğunu çünkü onun eksiksiz gören ve eksiksiz duyan yani doğru bilgiye sahip olan olduğunu haber veriyor.
Bir konu da karar verebilmek için temiz ve gerçek bilgiye, bilgiye ulaşabilmek için ise görmeye ve duymaya ihtiyacımız var. Bir olay yaşanırken olan biteni gören, konuşulanları duyan insanlara canlı şahit deniyor ve hakimler hükmederken onlardan elde ettikleri verileri önceliyorlar.
Biz olayları duyu organlarımızla algılıyor ve algılarımıza anlam yükleyerek hüküm veriyoruz. Ancak burada çok hassas bir konu var çünkü her birimizin algı mekanizmasının önünde kendimize has algı filitrelerimiz var. Birkaç ay önce aldığım Optimum Denge eğitimi esnasında Tamer Döğücü hoca sahip olduğumuz kimliklerin,bakış açılarımızın ( ben, sen ve biz bilinci), temsil sistemlerimizin ( görsel, işitsel, kinestetik) ve ihtiyaç önceliklerimizin iki insanın gördüğü ve duyduğu aynı şeyden bir birinden çok farklı şeyler algılamasına ve farklı sonuçlar çıkartmasına neden olduğunu söylemişti.
Algı filitrelerimizin çeşitliliğinin yanı sıra bir de bilgiye ulaştığımız kaynakların güvenilirsizliğini de göz önüne aldığımızda bir konuda hüküm vermenin, haklılığını iddia etmenin çok büyük bir risk oluşturduğunu düşünüyorum. Bir olayla ilgili bilgiyi “televizyonda izledim” “ internette okudum “ “ sosyal medyada gördüm” diye kaynaklandırıyorsak şunu iyi bilmemiz gerekiyor ki gördüklerimizin, duyduklarımızın yanlı ve yanlış olma ihtimali doğru olma ihtimalinden çok daha yüksektir.
İzlediğimiz bütün televizyon kanallarının bir haberi kendi baktıkları pencereden gördükleri şekilde verdiği, photoshop teknikleri ile insanların bir fotoğraf karesinde var iken yok edildiği yada yok iken var olduğu, ses frekanslarını değiştirerek işitme algımızla çok rahat oynanabildiği bir dünyada herşeyi doğru bildiğini sanıp, tek doğru hükmü kendinin verdiğini sanmak kadar cahilce bir şey olamaz diye düşünüyorum.
Yüce Rabbim sen bizleri doğru ve temiz bilgiye ulaşmak için çabalayanlardan eyle
Kesin olarak bilmediğimiz konularda “ liderim, şeyhim , hocam, eşim, arkadaşım” dediyse doğrudur diye düşünüp yanlı ve yanlış kararlar vermekten sana sığınıyoruz Ya Rab.
El-Alim, Es- Semi, El -Basir ve El Hakim olan Rabbim, Gözlerimizin iyi ve güzeli görmesini, kulaklarımızın helal ve temiz sözler dinlemesini, güvenilir kaynaklardan temiz bilgiye ulaşmamızı ve doğru hükmeden kullarından olmamızı nasip eyle. Amin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder