3 Haziran 2016 Cuma

Ramazan'a Üç Gün Kala 

Hamd bizleri Şaban ayının son Cuma gününe erdiren Rabbimize
Salat ve Selamlar rol modelimiz , sevgili Peygamberimize olsun.
Ramazan -ı şeriften önce ki son Cuma gününe geldik bile.
Allah izin verirse üç gün sonra ilk sahura kalkacağız.
Kimileri Ramazanın gelişine Recep ayının girdiği günlerden beri an be an şahitlik ediyor kimileri ise bu hafta içinde bir markete girdiğinde raflarda boy göstermeye başlayan güllaçları ve hurmaları görünce “Aaaaa ramazan gelmiş “ dedi.
Ramazan ayı ruhumuzu arındırma , zihnimizi aydınlatma ayı. Bunun için de yüce Rabbimiz bizlere nefsimizi terbiye etmekte kullanabileceğimiz bir ibadeti farz kılmış . Oruç.
Bakara suresinin 183. Ayet- i kerimesinde Yüce Rabbimiz
“Siz ey imana ermiş olanlar! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı,” buyuruyor . Ayetin devam eden bölümün de ise farz kılmasının gerekçesini “umulur ki siz de “tettekun” olursunuz diye açıklıyor. Kelimenin Arapçasını yazdım çünkü baktığım onlarca mealde “tettekun “ kelimesi ile ilgili farklı tercümeler yapılmış.
Bir kısım alim “ tettekun” kelimesini , “umulur ki böylelikle korunursunuz “ diye tercüme etmiş , bir bölümü ise “böylelikle Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincine varasınız.” demiş. “umulur ki kötülüklerden sakınırsınız “ diyen de var “ böylelikle takvaya erişirsiniz” diyen de.
Benim bu ayetin bütününden anladığım ise şudur “Oruç “ibadeti insanlık var olduğundan beri farz kılınmış bir ibadettir. Muhatabı Rabbinin varlığına iman edenlerdir. Ve bu ibadet insanı nefsinin esiri olmaktan korur. Nefsinine söz geçirebilen kul ise Rabbine karşı sorumluluklarını yerine getirmede daha başarılı olur. Böylelikle kötülüklerden korunur. Dünya ve ahiret saadetine ulaşır.
Unutmamamız gereken en önemli şeylerden biri orucun tek bizim ümmete farz olmadığı. Dolayısıyla “ Ayyyy bu sene Ramazan en uzun günlere denk geldi . ne yapacağız?” deme çünkü Ramazan ayı insanlık tarihi boyunca on binlerce kere en uzun günlere denk geldi ve sorumluluk bilincinde olan insanlar orucunu tuttu. Kimse uzun günde oruç tuttuğu için ölmedi. Dünya üzerinde ki ömrü bittiği için öldü. 

“Ayyy havalar çok sıcak . Nasıl dayanacağım ? “deme çünkü orucun farz olduğunu beyan eden ayetler yaz günlerinde hava sıcaklığının gölgede atmış dereceye ulaştığı Arap yarım adasında yaşayan Efendimize indi. Hz. Adem’den bu yana farklı enlem ve boylamlarda yaşayan inanmış milyarlarca insanlar bu ibadeti yapabildilerse korkma sen de yaparsın
“Hocam ben hastayım . Ne yapayım?” deme çünkü Yüce Rabbimiz aynı surenin 184. Ayetinde hasta olan, yolcu olan ve takati olmayan için çözümü sunuyor “ sayılı günlerde ( yani Ramazan-ı şerifte ) Sizden kim hasta ya da yolcu olursa, tutmadığın sayısı kadar diğer günlerde (oruç tutar) ve (bunlar arasından) ona gücü yetenler üzerine, bir yoksulu doyuracak fidye gerekir; Kim daha fazla hayır işlerse kendisi için daha yararlı olur,” ve ayeti kerime “ama -eğer bilirseniz-oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.” vurgusu ile sonlanıyor.
Bence bu ayette yakalamamız gereken en önemli şey“ oruç tutmanız sizin için hayırlıdır” vurgusu. “On sekiz saat aç durmanın hayır neresinde?” diye soranlara sindirim sistemimizin dinlenmesinin faydaları ile ilgili bir dolu tıbbi açıklama yapan bilim insanları var. Doğrusunu isterseniz beni bu açıklamalar çok ilgilendirmiyor ve zor bir ibadet olan oruçla başa çıkabilmem için motive de etmiyor. Midemin dinlenmesi ya da damarlarımda akan kanın kalitesinin yükselmesi için bir ay boyunca günde on yedi on sekiz saat aç kalmaktan daha mantıklısı bir yıl boyunca yediğime içtiğime özen göstermek olmalı diye düşünüyorum. Orucun bizim için bir kazanca dönüşebilmesi için oruç ibadetinin bedenimiz üzerinde ki olumlu ve olumsuz etkilerine odaklanmaktan kurtulup “sayılı günleri” ruhumuza ve zihnimize yatırım yapabileceğimiz bir fırsat ayına çevirmek gerekiyor.
Bakara suresinin 185. Ayetinin ilk bölümünde Rabbimiz Ramazan ayının niye kıymetli olduğunu şöyle anlatıyor “Kur'an, insanoğluna bir rehber, bu rehberliğin apaçık bir delili ve doğruyu yanlıştan ayırt edici bir ölçü olarak (ilk defa) bu Ramazan Ayında indirilmiştir. “ ve ayet-i kerime içinde Kuran indiği için kıymetli olan Ramazan ayında yapmamız gerekenleri anlatan ifadelerle devam ediyor “ Bundan dolayı, sizden kim bu aya erişirse onu baştan başa tutsun. Ancak hasta veya seyahatte olan, başka günlerde (aynı sayıda oruç tutsun). Allah sizin için kolaylık diler, zorluk çekmenizi istemez; ama (belirlenen günlerin) sayısını tamamlamanızı ve size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah'ı yüceltmenizi ve (O'na) şükretmenizi (ister).”
Ramazan ayını dünya ve ahiret mutluluğumuz için bir fırsat ayına çevirebilmek için öncelikle, Kuran-ı kerimle ilişkinizi yeniden gözden geçirin. Mukabele takip etmenin yada ölmüşlerinizin ruhuna hediye etmek için hatim indirmenin yanı sıra kendiniz için de Kuran okuyun. Rabbimizin biraz önce paylaştığım ayetinde buyurduğu gibi Kuran bize iyi ve kötü davranışlarımızı ayırt etmemize rehberlik etmek için indirilmiştir. Bunun için Kuran’ın ne dediğini bilmek gerekir. Rabbim hepimize Kuran-ı kerimi anlama çabası içinde olduğumuz bir Ramazan geçirmeyi nasip etsin.
Ramazan ayı sosyal ibadetlere diğer zamanlardan daha fazla yöneldiğimiz bir ay. Bunun için iftar sofraları önemli bir fırsat.
Ben çok uzun zamandır derneklerin vakıfların düzenlediği büyük salon iftarlarına katılmıyorum Bunun iki nedeni var. Birincisi; janjanlı salonlarda, bir kişinin yediği yemekle bir ailenin birkaç gün doyabileceği iftarları İslami bulmuyor o nedenle protesto ediyorum ikincisi ise iftarın düzenlendiği salon mazbut mütevazi bir yer bile olsa davetlerden birine gidip diğerine gitmezsem gönül kırgınlığına neden oluyorum , hepsine gidersem de evime giremeden Ramazan bitiyor.
Uzun zamandır bana evcilik oyunlarını hatırlatan akraba iftarı da yapmıyorum . “Bugün ben eltimleri çağırayım haftaya da onlar bizi çağırsın” anlayışı bana zaman kaybı gibi geliyor. Önemli olan Ramazan ayı için de kardeşler, eltiler analar babalarla bir araya gelmekse ki bence mutlaka bir araya gelinmeli en iyisi bir defa birinin evinde toplanıp yenecek yiyecekleri bölüşüp hazırlayarak hem iftar sevabına hep beraber ortak olmak hem de zaman tasarrufu sağlamak diye düşünüyorum .
Ayette de belirtildiği gibi Ramazan sayılı gün. Gelip geçiveriyor. O nedenle iyi hesap yapıp az emeği çok sevaba döndürecek planlamalar yapmak lazım.
Mesela, komşunuzla bir araya gelip biriniz bir tas çorba biriniz bir tas yemek yapıp mahallenizdeki muhacir bir kardeşinizin kapısını çalsanız bu yükte hafif ama pahada ağır bir yatırım olur.
Dulu, yetimi , garibi misafir ettiğiniz sofralar size ileride cennet sofraları kurulmasını sağlar.
Çevrenizdeki çocukları oruç alıştırmak amacı ile yapacağınız çocuk iftarları emeği az kazancı bol işlerden biridir. Çocuklar için birkaç çeşit zeytin yağlı yada ağır et yemekleri yapmanız gerekmez. Onların gönlünü sevdikleri bir tabak yemek ve ardından hep beraber besmele getirerek keseceğiniz çilekli pasta ile kazanabilirsiniz.
Hocam bizim ev misafir ağırlamaya uygun değil diyorsanız alın bir kilo kıyma biraz soğan, domates. Pide içini hazırlayıp götürün fırına . Yaptırdığınız yirmi pidenin yanına aldığınız ayranlarla çalın mahallenizde ki bir ,iki garibin kapısını. Onlar mutlu, siz mutlu hem de evde hiç dağınık yok 
Hocam iyi hoş da ben çalışıyorum pide içi hazırlayıp fırında bekleyemem diyenlerdenseniz o zaman sizde bir arkadaşınıza rica edin . Kıyma ve pide parası sizden soğanları, domatesleri doğrama ve fırına gitme emeği ondan olsun. Hem siz kazanlardan olun hem de arkadaşınız 
Hocam ben de isterim fakiri fukarayı doyurmayı ama kendi tenceremi zor kaynatıyorum diyorsan o zaman sevap havuzu oluştur. Senin gibi sevap derdi olan ama yeterli parası olmayan on arkadaşından beşer lira topla , emek ver, zaman harca . Sonuçta az para ile herkes kazansın 
Ramazan-ı şerifi dünya ahiret mutluluğumuz için bir fırsata dönüştürmekle ilgili yapılacak çok şey var. Yeter ki biz isteyelim.
Rabbim bunları akıl edecek zihin ve arzu ettiklerimizi gerçekleştirecek beden sağlığı nasip etsin. Zamanı doğru kullanıp ve bayrama kazançlı varanlardan olalım inşallah.
Günümüz bereketli, ömrümüz bereketli geçsin .
Geçen sene Şevval ayının ilk cuma gününden bu yana her cuma sabahı Rabbimin izni ile yazdığım "Cumamızı Aydınlatan Ayetler" yazı dizisi şimdilik sona eriyor.
Rabbim Ramazan ayı boyunca her gün beraber olabilmemizi ve bayramdan sonra kaldığımız yerden devam etmemizi nasip etsin. AMİN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder